Sakrament

Sakrament

Hıristiyanlıktaki en önemli kavramlardan biri ‘sakrament’ -kutsal işaret, ayin yada sır- kavramıdır. Kutsal işaret, ayin ve sır kavramları bizde birbirlerinden tamamen farklı çağrışımlar yapar. Bunların aynı sözcükle yani ‘sakrament’le ifade edilmesini anlayabilmemiz için yine Helen Mistisizmi’ne girmemiz gerekir.

Hıristiyanlıkta 7 sakrament vardır. Bunlar Vatfiz, Ekmek-Şarap Ayini (Efkaristiya yada Rabbın sofrası da denir), kuvvetlendirme (Konfirmasyon), Günah itirafı, Son Yağlama, Rahip takdisi ve Nikah (evlendirme)’tır. Katolik ve Ortodokslar 7 geleneksel sakramentin hepsini kabul ederken Protestan Kilisesi bunlardan sadece ilk ikisini kabul eder. Zaten en önemlileri de bu ilk ikisi olduğu için bunların üzerinde duracağız.

Detaya girmeden önce bile bu ayin ve sırların daha önce detaylı şekilde anlattığımız Helen Mistik Dinleri’ndeki Erginlenme Ayini’nin bir uyarlanması olduğunu fark ediyoruz. Bilgimizi tekrarlayacak olursak Helen Mistik Dinleri’nde dine yeni giren adaylar bu Erginlenme Törenleri’nden derece derece geçer ve ayin sonrasında da rahiplerin onlara verdiği sırlara ulaşırlardı. Hıristiyan Sakramentleri’nin hem bir Erginlenme Ayini hem de bir ‘sırra ulaşma’ anlamına gelmesi bundandır. Ancak Helen Mistik Dinleri’nde adaylar gerçekten bir takım sırlara ulaşırlar yada ulaştıklarını düşünecek hale getirilirler. Hıristiyanlık, Helen Mistisizmi’nde olduğu gibi sadece sınavlardan geçmeyi başaran küçük bir kesime değil tüm halka açık olduğu için buradaki ‘sır’ daha farklı bir içerik taşır. Aynı zamanda aday Erginlenebilmek için zor sınamalardan geçirilmez. Ritüeller ve hatta ana içerik tamamen benzer olmasına karşın otantik yapı reforme edilmiştir.

Vaftiz

Vaftiz bütün sakramentlerin en önemlisidir. Vaftiz edilmeden ölmüş birisi günahlarından arınmamış, dolayısıyla ‘günahkâr olarak ölmüş’ sayılır. Suya batırılma, su serpme yada ıslatma biçimindeki bu ritüelin bir su simgeselliği olduğu ve ölüm ve yeniden doğuşu sembolize ettiği artık çok iyi bilinmektedir. Eski dünyada bütün kıtalarda yaygın olarak inanılan bu ölüm-yeniden doğum simgeselliğini Pavlus başka bir olaya bağlar: İsa Mesih’in ölümü ver yeniden dirilişi.

“Baba’nın yüceliği sayesinde Mesih nasıl ölümden dirildiyse biz de yeni bir yaşam sürmek üzere vaftiz yoluyla O’nunla birlikte ölüme gömüldük!” (Romalılar, 6:4)

“Vaftizde O’nunla birlikte gömüldünüz. O’nu ölümden dirilten tanrının gücüne iman ederek O’nunla birlikte dirildiniz!” (Koloseliler, 2:12)

Petrus da vaftizi aynı biçimde açıklar; hatta daha ileri giderek ‘tufan olayı’nı da bir tür vaftiz örneği olarak verir.

“Bir zamanlar Nuh’un günlerinde gemi yapılırken tanrının sabırla beklemesine karşın bu ruhlar söz dinlememişlerdi. O gemide birkaç kişi daha doğrusu sekiz kişi suyla kurtuldu. Bu olay vaftizi simgeliyor. Bedenin kirden arınması değil tanrıya yönelen temiz vicdanın dileği olan vaftiz İsa Mesih’in dirilişiyle şimdi sizi de kurtarıyor...” (1.Petrus, 3:20-21)

Görüldüğü gibi aslında İlk Hıristiyanlar açısından vaftizin mistik anlamı oldukça açıktır. Çünkü tüm Helen dünyasında yaygın olan mistik inançların içinde yaşamaktadırlar ve bugün küçümsenen Pagan dinlerinin uygulayıcıları törenlerinin mistik anlamlarından daha uzaklaşmamışlardır. Ancak böyle bir düşüncenin Yahudilik tarafından kabul edilmesi düşünülemez. Aslında Ortadoğu dinlerinde abdest benzeri arınma işlevli ritüeller vardır. Yahudi Mezhepleri’nden Essenilerde de kutsal suyla yıkanma bir arınma ritüeli olarak kabul edilmiştir. Ancak Hıristiyanlıktaki içerik tamamen Helenist bir içeriktir.

Efkaristiya

Vaftizden sonraki ikinci önemli sakrament ise Efkaristiya yada ‘ekmek ve şarap ayini’dir. Efkaristiya da vaftizle aynı içeriğe sahiptir; İsa’nın mistik bedeniyle ve kiliseyle bütünleşme anlamı taşır. İsa’nın bedeni ekmekle, kanı da şarapla özdeşleştirilir. Son yemekte olduğu gibi:

“Sonra eline ekmek aldı; şükredip ekmeği böldü ve onlara verdi. “Bu sizin uğrunuza feda edilen bedenimdir. Beni anmak için böyle yapın..” dedi. Aynı şekilde yemekten sonra kâseyi alıp şöyle dedi: “Bu kâse sizin uğrunuza akıtılan kanımla gerçekleşen yeni antlaşmadır.”” (Luka, 22:19-20)

Pavlus da İsa’nın bedeninden yemeyi ve kanını içmeyi sadece bir anma olarak düşünmez. Buna mistik bir içerik verir. Bu ayinde ekmek yiyip şarap içerek tanrı ile birleşilmiş olur. Pavlus buna dayanarak “Mesih içimizdedir” der.

“Tanrıya şükrettiğimiz şükran kâsesiyle Mesih’in kanına paydaş olmuyor muyuz? Bölüp yediğimiz ekmekle Mesih’in bedenine paydaş olmuyor muyuz? Ekmek bir olduğu gibi biz de çok olduğumuz halde bir bedeniz. Çünkü hepimiz bir ekmeği paylaşıyoruz…” (1. Korintliler, 10:16-17)

“İman yolunda olup olmadığınızı anlamak için kendinizi sınayıp yoklayın. İsa Mesih’in içinizde olduğunu bilmiyor musunuz? Yoksa sınavdan başarısız çıkarsınız!” (2. Korintliler, 13:5)

Mistik Erginlenme Ayinleri’nin en önemli kısmının bu bütünleşme olduğunu biliyoruz. Özellikle Dionysos Ayinleri’nde bir hayvan kurban edilip sembolik olarak ölen tanrının eti yerine çiğ et yenildiğini ve kanının içildiğini hatırlayalım. Ölüp yeniden dirilen tanrı ile bütünleşmek bu mistik ayinlerin en önemli özelliklerinden biriydi. Hatta Mithraizm’in tanrısı ölüp dirilmemiş olmasına karşın onun ayinlerinde bile aynı ekmek ve şarap ritüeli yapılırdı.

Görüldüğü gibi sakrament’in neden hem kutsal ayin, hem kutsal sır, hem kutsal bir işaret anlamına geldiği Helen mistik dinlerini bildiğimiz zaman anlaşılır oluyor. Kutsal bir ayindir, çünkü bir tür erginlenme ayinidir; kutsal bir sırdır, çünkü erginlenme ayininin sonunda bu sırra ulaşma şeklinde tarihsel bir miras vardır; kutsal bir işarettir çünkü sembolik olarak tanrıyla bütünleşme gerçekleştirilir

Bu blogdaki popüler yayınlar

Erkek Ceket Yakaları

Yemeğin Teflona Yapışmaması

Eyfel Kulesi Nasıl Yapıldı